İl Müdürümüz Sayın Ufuk Nurullah BİLGİN’in Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasına ait EkoDiyar Dergisine ‘’İlimizdeki İnşaat sektörü ve Sur’da yapılan çalışmalar’’ hakkında verdiği röportaj :
Kentte inşaat sektörünün durumu hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? (son 5 yılı göz önünde bulundurarak sektörde ne tür eğilimler var, sektörün kent için önemi nedir vb.)
Ülkemizde inşaat sektörü alt sektörlerle birlikte Gayri Safi Milli Hasıla’ya %30 oranında etki etmektedir. İnşaat sektörü kendi ana ve bağlı sektörleriyle beraber ortalama 200’ü aşkın sektörü doğrudan etkilemektedir. Bir apartman dairesinde yaklaşık 150 sanayi ürünü kullanılmaktadır (Çimento, demir-çelik, tuğla, kum-çakıl, boya, musluk, cam, ahşap, parke, pvc kapı ve pencere, alüminyum, fayans, seramik vb.). İnşaat sektörü kendisine doğrudan ya da dolaylı etki eden 200’e yakın alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep oluşturmakta ve adeta ekonomide lokomotif görevi görmektedir.
Ülkemiz müteahhitlik sektörü dünya sıralamasında Çin’den sonra 2.sırada yer almaktadır. İnşaat firmalarımız yurtdışında pek çok ülkede havaalanları, terminal binaları, limanlar, konut projeleri, altyapı projeleri, baraj projeleri gibi pek çok alanda iş yapmaktadır.
İlimiz açısından değerlendirdiğimizde, ilimizde genç nüfus oranı ve doğurganlık oranı ülkemiz ortalamasının üstündedir. Bu genç nüfusa hem istihdam oluşturmak, hem de barınacakları yapılar, yollar, sosyal donatılar yapmak durumundayız.
Bünyemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın başlattığı inşaat ustalarına yönelik sertifikalandırma çalışmaları ve eğitimleri yoğun şekilde devam etmektedir. Bu şekilde sektörde çalışanlara sertifika alma zorunluluğu getirilmekte, hem nitelikli eleman yetişmesi, hem de işlerin kalitesini arttırarak iş kazalarının azalması sağlanmaktadır.
İlimizde tarım dışında en büyük istihdam alanı inşaat sektörüdür. Son 2-3 yıl içerisinde bir durgunluk yaşanmasına rağmen, en büyük istihdam alanı olma özelliğini korumaktadır. Yani inşaat sektörü ilimiz için tabiri caiz ise, olmazsa olmazdır.
Burada ayrıca kentsel dönüşüm hakkında da bilgi vermek istiyorum. Kentsel Dönüşüm bir “İhtiyaç”tır. Dünyanın tüm gelişen ülkeleri kentsel dönüşümü yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. 1950’li-1960’lı yıllarda kırsalda yaşayan nüfus oranı %70, kentlerde ise %30’lardaydı.Günümüzde, ülkemizde kentsel nüfus %78’lere, kırsal nüfus %22’lere ulaşmış durumdadır. Özellikle son 40-50 yılda kırsaldan kentlere nüfus hareketlerinde ciddi bir artış var. Yaklaşık 30 Milyon insan kırsaldan kentlere göç etti. Kentlere yerleşen bu insanlar barınmak ve yaşamak için konut, okul, yol, su, kanalizasyon ve diğer sosyal donatı alanlarına ihtiyaç duydular. Haliyle bu büyük nüfus hareketi ve sonrası yapılaşmaların tamamının mühendislik hizmeti görmüş, denetimli, planlı, bir çalışma olmadığı aşikardır. Dolaysıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Kentsel Dönüşüm bir “İhtiyaç” tır.
23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van İlinde meydana gelen büyük depremler sonrası Sayın Cumhurbaşkanımız’ın (O dönem Başbakandı) “Neye mal olursa olsun…” sözüyle başlayan ve sonucunda kamuoyunda “Kentsel Dönüşüm Yasası” olarak adlandırılan “6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” yasalaştı ve yürürlüğe girdi.
Ülkemizde yaklaşık 19-20 milyon konut var. Bu konutların üçte birinde dönüşüm ihtiyacı var. Önümüzdeki on yıl içerisinde (ki 2023 hedefleri arasında bu var) 5-6 milyon konutun dönüşümü hedeflenmektedir.
İlimizde ailelerin kalabalık olması, çekirdek ailelerin 5-6 kişiden oluşması nedeniyle ortalama konutlar (3+1)’dir. Yani büyük metrekarelere sahip konutlar tercih edilmektedir. Son zamanlarda da müstakil evlerde yaşamak istenmesi sonucu villa kültürü gelişmektedir. Aslında bunların hepsi büyüklerimizin bize anlattığı şehirlerdeki eski “Mahalle” kültürünün yansıması ve özlemidir. Hani hep dinleriz; eskiden evin anahtarı mahalle bakkalına ya da komşuya bırakılır gidilirdi. Müstakil ev ya da villa yaşamı bana göre bu özlemin ve bu yaşam şeklinin bir yansımasıdır. Ülkemizde binalar mimari olarak çok katlı yapılar ve gökdelenler şeklinde hep dikey yapıldı. Artık yatay mimariye geçeceğiz, geçmemiz de gerekiyor. Topraktan gelen insanın günümüzde betondan neredeyse ayağı toprağa değmiyor. İlimiz coğrafi olarak müsait. Dolaysıyla ilimizde önümüzdeki yıllarda yatay mimari özellikli binaları göreceğiz.
Sektördeki temel sorunlar nelerdir? İşletmeler, kurumlar açısından. Ne gibi sorunlar yaşanmaktadır?
İşletmeler, firmalar açısından şu an bir pazar daralmasından bahsedilebilir. Ama bunun geçici olduğunu düşünüyor, ilimizin ve ülkemizin büyüyen ekonomisi, yükselen gayri safi milli hasılası, dünyada ülkemize olan güvenin sonucunda, bunun kısa sürede aşılacağını düşünüyorum. Kurumlarımız arasında koordinasyon ve işbirliği artarak devam ediyor. Bu koordinasyon ve işbirliği her yönden olduğu gibi inşaat sektöründe de olumlu sonuçlara vesile olacaktır.
Kentte kentsel dönüşüm kapsamında yer alan alanlar var. Yeni gelişen yaşam alanları var. İlimizde yaşanan güvenlik sorunlarına kadar konut üretimi hızla devam ediyordu. Kentin konut ihtiyacı var mıdır? Konut üretimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda ilimizde kentsel dönüşüm alanı ilimiz Sur İlçesi içerisinde surlarla çevrili alandır. Burada terör kaynaklı olaylar nedeniyle yapılarda oluşan hasarlar sonrası hasar tespit çalışmaları yapıldı. Ağır hasarlı binaların yıkımı tamamlanmak üzeredir. Yine bu alandaki vatandaşlarımıza yönelik Kayapınar İlçesi Üçkuyular mevkii ve Çölgüzeli mevkiinde TOKİ tarafından konut üretimlerine başlandı. Bir kısmı 2016 yılı sonunda tamamlanacaktır. Sur’da da Bakanlığımız tarafından Koruma Amaçlı İmar Planına ve yöresel mimariye uygun konut projeleri hazırlanıyor. Bu konutların yapımına da yakında başlanacaktır. Tekrar vurgulamak istiyorum ki; Bu konutlar ilimizin yöresel mimarisine, konut kültürüne, sosyal yaşam kültürüne ve malzemesine uygun ve en önemlisi Koruma Amaçlı İmar Planına uygun olarak Bakanlığımızca yaptırılacaktır.
İlimizin yeni gelişme alanlarında, yeterli yeşil alanlar, parklar, sosyal donatı alanları, yollar, mekânsal planlama ilkelerine ve alt ölçekli imar planlarına uygun yapıldığı sürece bir sorun oluşturmayacaktır. Tabi burada Yerel Yönetimlere büyük iş düşmektedir.
İlimizde konut ihtiyacı hep olacaktır. Çünkü doğurganlık oranımız yüksek ve ilimiz bölgemizin “cazibe merkezi” konumundadır.
Sayın Başbakanımızın Kurban Bayramı öncesi ilimizde açıkladığı ekonomik teşvik paketinden de İlimiz önemli oranda yararlanacaktır. Bu teşvik paketi sonrası yeni iş alanları, yeni istihdam alanları doğacak, bunun sonucunda inşaat sektörü de mutlak olumlu etkilenecektir.
Yerelde yapılan pek çok çalışma da sosyal konutların üretimi en çok gündeme gelen konulardan biri. Yani gelir düzeyine göre konut üretimi lüks konutların yerine. Bu ihtiyacı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal konut mu, lüks konut mu bu konuda tartışmalar hep olacaktır. Aslında bu tartışmalar da olumludur. Şöyle ki, konunun anlaşılmasına, ihtiyaçların belirlenmesine, kaynakların etkin, verimli ve yerinde kullanılmasına yol açacaktır. Lüks konut üretimi olmazsa sosyal konut üretimine kaynak sağlayamazsınız. Bilindiği gibi sosyal konutlar belirli bir indirimle hak sahiplerine verilmekte, borçları ise; cüzzi taksitlerle ve uzun vadeli geri ödemelerle ödenmektedir. İlimizde sosyal konut üretimi yapılmakta ve yapılmaya da devam etmektedir. Bu alanda açık olduğunu düşünmüyorum.
Sur ilçesinde olaylardan sonra bugün durum nedir? Olayların yaşandığı bölgelerdeki konutlar ne durumda. Kamunun bu konuda nasıl bir çalışması var? Yaptığınız saha çalışması ve planlamalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Sur ilçesinde tarihi yapılar için nasıl bir çalışma yapılacak? Orada yaşayan kentsel dönüşüm kapsamında olan konutlar, alanlar ve burada yaşayanlar için nasıl bir çalışma yapılacak?
Sur’da hasar tespit çalışmaları tamamlandı, ağır hasarlı yapıların yıkımı da tamamlanmak üzere. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız ve Sayın Valimiz konuyu yakından takip etmekteler ve burada her bir vatandaşımızın mağdur olmayacağını belirtmişlerdir. Sur’da işlerin hızla tamamlanması yönünde gerekli talimatları almış bulunmaktayız. Bakanlığımız Sur içerisinde Sur’un yöresel mimarisine, sosyal yaşamına uygun, yöresel malzemeden üretilecek konutların proje çalışmalarını tamamlamak üzeredir ve çok yakın bir zamanda bu konutların üretimine de başlanacak.
Bilindiği gibi vatandaşlarımızın taleplerini, önerilerini ve başvurularını almak üzere Sur’da İrtibat Ofisleri kurduk. Bu ofislerde vatandaşlarımızın taleplerini, önerilerini aldık, onlara gerekli bilgilendirmeleri yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Yine Gazi Caddesi üzerindeki işyerleri için Sokak Sağlıklaştırma projemiz var, yakında uygulamaya başlayacağız. Burada işyerleri olan esnaflarımızla bir toplantı yaptık ve esnafımız toplantıya yoğun bir katılım sağladı ve proje çok beğenildi. Projenin etap etap devamı da olacak.
Tabi biraz sabır istiyoruz, yapacağımız çalışmalar tamamlandığında Sur adeta bir turizm cazibe alanı olacak. Belki milyonu bulacak sayıda yerli/yabancı turist sayısına ulaşacağız zamanla, biz bunu hedefliyoruz ve çalışmalarımızı bu kapsamda yürütüyoruz.
33 medeniyete ev sahipliği yapmış, Peygamberler, Evliyalar, Sahabeler ve Düşünürler şehri Diyarbakır’ın bu kültürel dokusunu, tarihi yapılarını ortaya çıkaracak ve tarihi yapıların restorasyon çalışmalarını da yapacağız. Bunların bir kısmının projeleri de tamamlandı ve Koruma Kurulu’nun onayından da geçti. Kısa sürede restorasyon çalışmaları da başlamış olacak. Sur’u adeta yeniden inşa edeceğiz. Camileri, Hanları, Hamamları, Kiliseleri, sivil mimari örnekleri, çeşmeleri, tarihe ve kültüre ait ne varsa tamamını restore edeceğiz.
Yine Diyarbakır Valiliği’mizin TOKİ ile yaptığı protokoller kapsamında Cevatpaşa ve Alipaşa/Lalebey Mahalleleri kapsamında yürütülen iki proje daha var. Bunlardan Cevatpaşa bölgesi Rekreasyon Alanı olacak, Hz. Süleyman Camii ve çevresi ile bir bütünlük içerisinde Diyarbakır’a ve Diyarbakırlılara yaraşır bir alana dönüşecek.
İnsanlık tarihinin, medeniyetlerin başladığı topraklar, Anadolu topraklarıdır. Plaj-Deniz-Güneş üçlemesi turizmde doyuma ulaşmış durumda. Yeni üçleme Tarih-Kültür-Medeniyet olacak. Sur ile birlikte Diyarbakır’ı bir turizm Destinasyon alanına dönüştüreceğiz. En önemlisi de tüm bu çalışmalar Koruma Amaçlı İmar Planına uygun bir şekilde yürütülecektir.
Sektörün gelecek eğilimleri nelerdir? Kentte inşaat alanında ne gibi gelişmeler veya sorunlar bekliyorsunuz?
Ülkemizin ve ilimizin genç nüfusu göz önünde bulundurulduğunda, Diyarbakır’da konut sektörü ve buna bağlı altyapı çalışmaları, sosyal donatı alanları için projeler ve çalışmalar devam edecektir. Yerel yönetimlerimiz, yapı denetim kuruluşları, üretici firmalar, teknik elemanlar ve kurumlar olarak ilimize yaraşır projeler ve insanımızın yaşam standartlarını yükseltecek nitelikli, konforlu, estetik ve fonksiyonel konutlar üretmeye, yeşil alanları-bisiklet yolları ve parkları ile çocuklarımıza çocukluklarını yaşayacak alanlar, altyapısı ile çevreye duyarlı işler üretmeye devam edeceğiz.
Hep birlikte “Marka Şehir Diyarbakır” sloganıyla kalite çıtamızı hep daha yukarılara taşıyacağız. Biz Kurum olarak ülkemizin ve ilimizin potansiyeline inanıyor ve çok daha güzel bir Diyarbakır, çok daha konforlu bir Diyarbakır’a ilerlediğimizin bilinmesini istiyoruz.