Tigris Gazetesi 23.07.2018
Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ufuk Nurullah Bilgin, imar barışına ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu.
İmar barışından yararlanmak için Diyarbakır’da 30 bin kişinin konut, 3 bin 765 kişinin ise iş yeri için başvurduğunu belirten Bilgin, şuana kadar toplam 1 milyon 175 bin 23 TL para ödendiğini söyledi. Bilgin, söz konusu düzenlemeyi "Devlet ile vatandaşın helalleşmesi" olarak niteledi.
İmar affına ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan Çevre ve Şehircilik Diyarbakır İl Müdürü Ufuk Nurullah Bilgin, söz konusu düzenlemenin kapsamı hakkında değerlendirmelerde bulunurken, imar affından yaralanması gereken vatandaşlara ise çağrıda bulundu.
İmar affının kapsamı
İmar barışı'nın kapsamına ilişkin konuşan Bilgin, şunları söyledi: "18 Mayıs 2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan 7143 sayılı kanun ile 3194 sayılı imar kanuna eklenen geçici madde 16 kapsamıyla imar barışı yasal bir düzenlemeye kavuşturuldu. Daha sonra yine, 6 Haziran 2018 tarihli resmi gazetede yapı kayıt belgesinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar yayınlandı. Bu usul ve esaslar ile yapı kayıt belgesinin müracaatının nasıl olacağı, bedelinin hesaplanma yöntemleri, ödenmesinin nasıl olacağı, yapı kayıt belgesi verilen hazine taşınmazlarının satışlarının nasıl yapılacağı, yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yapılar ile bu belgelerin düzenlenmesi safhasında gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında ne tür işlemler yapılacağı ile ilgili gibi ayrıntılar esaslarda belirtildi. İmar barışı neyi kapsıyor; imar mevzuatına ve ruhsata aykırı yapılara veya bunların eklentilerine verilecek yapı kayıt belgesi ile vatandaşların imar sorununu çözmeyi hedefliyoruz. Ülkemizde yaklaşık 26 milyon bağımsız birimin olduğu kabulü var. Bu 26 milyon birimin yüzde 60'tan fazlasının ruhsata aykırı yada ruhsata hiç sahip olmadığı düşünülüyor. Bu çok büyük bir orandır. Tabii söz konusu bu yasal düzenlemeden sonra bu rakam asgariye çekilecek ve tamamen bitecek. Temennimiz bu yöndedir."
Bilgin, İmar barışı'nın amacına ilişkin olarak ise, "Ülkemiz bir afet bölgesi ve özellikle depremler sırasında yaşanan can kayıplarını minimuma indirmek amaçlı afet risklerini azaltma ve bu hazırlık kapsamında ruhsatsız yapılan yapılar ya da ruhsatı olup da ruhsata aykırı imalatı olanlar, ruhsata uygun ama yapı kullanım belgesi izni almamış olanlar, yapı kullanım belgesi almış ancak sonradan eklenti yapılan yapılar, değişiklik, ilave yapılmış olan yapılar tipteki yapılar üzerine oluşan sorunları çözmektir. Ayrıca altyapı hizmetinden yararlanamayan yapılar söz konusu ise bunların da bu hizmetlerden yaralanmaları için işlemlerin kayıt altına alınmasını amaçlıyoruz" dedi.
İmar barışından yararlanamayan istisnai alanlar...
İmar barışıyla ilgili düzenlemenin istisnaları olduğunu kaydeden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü: " Yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yerler var. 18.11. 1983 tarihli Boğaziçi kanununda tanımlanan ve Boğaziçi sahil şeridi içerisinde yer alan kanuna eklenmiş bir kroki var. Yani, ilimizin dışında bir alan söz konusu olan. Yine, İstanbul'da tarihi yarım ada içerisinde 3194 sayılı kanununun geçici 16. maddesi uyarınca yine orada bir kroki ile sınırlanmış bir alan var ve bu da ilimizin dışındadır. Yine tarihi Çanakkale savaşları Gelibolu tarihi alan başkanlığı hakkındaki kanunun 2. maddesi kapsamında belirlenmiş bir alan ve bu da ilimizin dışındadır. Diyarbakır'da bizi ilgilendiren ise üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlar bu düzenlemenin dışındadır. Bu da ne demektir, ben gelip sizin adınıza olan bir arsa ile ilgili herhangi bir beyanda bulunamam, işlem yapamam. Bir de kesinleşmiş imar planları neticesinde sosyal donatı alanı olarak belirlenmiş ve Maliye Bakanlığınca aynı amaçla değerlendirilmek üzere ilgili kurumlarına tahsisi yapılmış hazine arazileriyle ilgili işlem yapılamaz. Söz konusu bu alan imar planında yol olarak belirlenmiş bir alan olabilir ve buranın tahsisi yapılmış olabilir. Söz konusu bu alan üzerinde yapı dahi olsa başvuru yapılamaz.
Yapıların deprem riski beyanda bulunan vatandaşın sorumluluğunda!
İmar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi verilen ruhsatsız yapıların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda herhangi bir inceleme yapılmayacağını ve söz konusu yasanın deprem riskine karşı güvencenin yapı sahibinin beyanı esas alınarak işleme konulduğunu belirten Bilgin, şunları söyledi: "Yasa bu konudaki sorumluluğu direkt beyanda bulunan kişiye yüklüyor. Beyanı yapan o yapının maliki kendisi bu sorumluluğu yükleniyor. Eğer burada pratikliği sağlayamazsak, yani bu sorumluluğu mal sahipleri üstlenmezse söz konusu bu işlemeler çok uzun yıllar alır. Pratik anlamı şuradan gelecek; bu beyanlar yapıldıktan sonra o yapının olduğu alanlar kentsel dönüşüm alanı, riskli alan olarak ilan edildiği zaman mülkiyet sorunları artık çözüldüğü için çok büyük bir pratiklik sağlayacak. Ama öncesinden bu çalışmaları yapmaya kalkarsanız o zaman bu yasa kadük kalır. Dolayısıyla burada amaç bundan sonraki yürütülecek çalışmalara bir altyapı oluşsun, mülkiyet sorunları, alan sınırları önceden belirlensin ki sonraki çalışmalar daha pratik bir şekilde ilerlesin. Dolayısıyla yasa bu anlamada yapının depremsellikle ilgili hususlarındaki sorumluluğu beyanda bulunacak mal sahibine yüklemiştir. Neden böyle bir şeye gereksinim duyulduğunu ise şöyle izah edeyim; malumunuz 2012 yılında kamuoyunda kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen, 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanun çıktığı zaman ülkemizdeki yapı stokunun en az üçte birinin dönüşüm ihtiyacı olduğunu var sayıyoruz. Bu da minimum 7 milyon konut ya da 7 milyon bağımsız birime tekabül etmektedir. Çok tabiidir ki bu dönüşümün bir seferde yapılması olanaklı değildir. Bunlar belli bir planlama belli bir program, belli bir kaynak çerçevesinde ve her şeyden önemlisi de vatandaşın gönüllü katılımı ile olabilecek bir şeydir. Eğer biz burada ilk olarak imar barışı kapsamında mülkiyet sorunlarını ve söz konusu yapıların, adaların, mahallelerin sınırlarını belirleyemezsek o çalışmaların hepsi kendi içerisinde düğüm olur ve bunu da çözemeyiz. Dolayısıyla aslında söz konusu bu düzenlemeyle biz kentsel dönüşümün altyapısını hazırlamış olacağız"
İmar Barışı'nın vatandaş sağladığı avantajlar...
İmar Barışının vatandaş açısından sağladığı pek çok pratik faydaya değinen Bilgin, söz konusu bu faydaları şöyle örnekledi: "Siz bir iş adamısınız ve elinizde konut ya da işyeri olarak fiziki olarak mevcut olan bir yapı var ama söz konusu bu yapının herhangi bir belgesi yok ve siz gidip bir bankadan burayı teminat göstererek kredi çekemiyorsunuz. Şimdi ise yapı kayıt belgesi aldığınız için artık bu sorun ortadan kalkıyor ve yapınızı teminat göstererek kredi kullanabiliyorsunuz. Yine, belediyeler anlamında pratiklik sağlanacak. Bugüne kadar altyapı hizmeti alamayanlar hizmet alacak. Bu da hem hizmet verenler hem de hizmet alanlar için işlerin daha yürümesini sağlıyor. Bir başka husus ise bu şekilde ruhsatsız yapılar ve eklentilerine yönelik olarak alınmış pek çok idari işlem karaları mevcut. Bu kamu kurumları nezdinde olabilir, yargı kararları olabilir. Yapı kayıt belgesine kavuşan bu yapılarla ilgili 3194 sayılı imar kanunu çerçevesinde alınmış kararlar da ortadan kalkmış olacak. Yani, sadece yapısal olarak bir barış sağlanmıyor aynı zamanda hukuksal bir barış da sağlanıyor. Dolayısıyla biz kavramsal olarak da bunun adına ne diyoruz, helalleşme. Devletle vatandaş karşılıklı olarak bir helalleşmeye gidiyor."
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde başvuru ofisi var!
Bilgin, 'İmar barışı'na vatandaşların nasıl müracaat edeceklerine ilişkin olarak ise şunları söyledi: " Tüm işlemler e-devlet sistemi üzerinden vatandaşlar tarafından bireysel olarak yapılacak. Ancak çok tabiidir ki vatandaşlarımızın bir kısmı bilgisayar kullanamayabilir, internet olanağından yoksun olabilir. Böyle bir durumda dileyen vatandaşlarımız Çevre Şehircilik İl Müdürlüğümüze müracaat edebilirler. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünde bu iş için ayrılmış bir ofis bulunmakta ve burada görev yapan arkadaşlarımız vatandaşlarımıza hizmet sunmaktadırlar. Görevli personellerimiz söz konusu bu başvuruları vatandaşlarımız adına yapıyorlar ancak bu işlemler sırasında tek bir istisnamız var o da en son e-devlet şifresini vatandaşın kendisinin yazması ve onay butonunu kendisi tıklaması gerekiyor. Yani, personellerimiz vatandaşın e- devlet şifresini onlardan alıp da herhangi bir işlem yapamayacaktır. Personellerimiz vatandaşın tüm işlemelerini hazır hale getiriyor ve vatandaşa bir tek e-devlet şifresini yazıp onaylamak kalıyor. İmar Başvuruları için ofisimizde on masa kurulu ve burada on arkadaşımız görevlidir. Tüm bu işlemler ise kamera ile kayıt altına alınmaktadır. Bir günde ortalama yüze yakın başvuru yapılıyor. Tabii elektronik sistemden kaynaklı hatlarda yoğunluktan dolayı oluşabilecek gecikmelerden dolayı bu sayı yüzde 5 artıyor ya da azalabiliyor."
Diyarbakır'da bugüne kadar 34 bin 273 başvuru yapıldı
Bugüne kadar Diyarbakır'da imar barışından yararlanmak için başvuran vatandaşların sayısına ilişkin konuşan Bilgin, şu bilgileri paylaştı: " Bakanlıktan bize ulaşan verilere göre, 18/07/2018 tarihi itibariyle Diyarbakır'da 30 bin 508 konut için, 3 bin 765 başvuru ise işyeri için yapılmış. Yani, bugüne kadar toplamda yapılan başvuru sayısı 34 bin 273'tür. Bunun karşılığında şuana kadar yapılan ödeme de 1 milyon 175 bin 23 TL'dir. Aslında bu rakam bağımsız birim sayısına göre ödeme oranı açısından baktığımızda düşüktür. Bu da şundan kaynaklanmaktadır; işlemini yapmış ancak henüz ödemesini yapmamış olan vatandaşlarımız vardır. Tabii ödeme yapılmadıktan sonra yapılan başvuruların da bir geçerliliği bulunmamaktadır. Dolayısıyla yapılan başvuruların işleme dönüşebilmesi için ödemelerin yapılması gerekiyor."
'Tek yetkili vatandaş!'
Vatandaşların e- devlet üzerinden imar barışı başvurusu yapabileceğini ve Bakanlığın bu konuda yetkilendirdiği herhangi bir kurumun olmadığını belirten Bilgin, vatandaşlara şu uyarıda bulundu: " Ülkemizde her konuda olduğu gibi bu konuda da çeşitli girişimcilik örnekleri olabilir ve yetkili oldukları iddiasında bulunabilirler ancak vatandaşlarımızı bu konuda özellikle uyarmak istiyorum, vatandaşlarımız kesinlikle bunlara itibar etmesinler. Burada tek yetkili vatandaşın kendisidir ve başvurular konusunda da vatandaşa yardımcı olacak tek merci, Çevre Şehircilik İl Müdürlüklerinde oluşturulan ofiste görevli olan personellerimizdir. Yine, ilçelerde de tapu müdürlüklerimiz vatandaşlarımıza yardımcı olacaklardır. Yine, belediyelerin ise yapı kayıt belgesi ile ilgili işlemlerde doğrudan bir rolü yoktur ama vatandaşın yapı kayıt belgesine konu olan arsa raiçlerinin belirlenmesinde belediyeler hizmet vermektedir. Dolayısıyla bu anlamda belediyeler de konunun içerisindedir. Hem vatandaşı bilgilendirme hem de vatandaşın bulunduğu yapısıyla ilgili arsa rayicini verme ve yapının konumu, imar durumuyla ilgili hususlarda vatandaşlara hizmet vermektedir."
'Yapılarımızın yüzde 60'ı bu durumda'
Yapı kayıt belgesini almanın vatandaşa sağlayacağı avantajlara değinen Bilgin sözlerini şöyle sürdürdü: " 3194 sayılı kanun kapsamındaki yıkım ya da para cezaları duruyor. Her türlü altyapı hizmeti artık yasal olarak alınabiliyor. Bugüne kadar fiiliyatta ruhsatsız da olsa vatandaşa altyapı hizmeti gidiyordu ama yapılarımızın yüzde 60'ı bu durumda ise bu hizmetin gitmememsi demek vatandaşta çok ciddi bir mağduriyetin oluşmasını beraberinde getirirdi."
Altı yapı sınıfına ait metrekare değerleri...
İmar barışından yararlanmanın vatandaşa maliyetine ilişkin olarak ise Bilgin şöyle konuştu: "Yapı kayıt belgesi alınırken, yapı sınıflarına ait metrekare değerleri söz konusu düzenlemenin usul ve esaslarında belirlenmiş. Buna göre altı çeşit yapı sınıflandırması var. Birincisi, tarımsal amaçlı basit binalar ve bunların metrekaresi 200 TL'dir. İkincisi, bir iki katlı binalar ya da basit sanayi yapıları için metrekaresi 600 TL'dir. Üçüncüsü, 3 ve 7 katlı binalar ve entegre sanayi yapıları için metrekaresi bin TL'dir. Dördüncüsü, 8 ve daha yüksek katlı binalar için metrekaresi bin 600 TL'dir. Beşincisi, lüks binalar, alışveriş kompleksleri, hastaneler, oteller için metrekaresi 2 bin TL'dir. Ayrıca enerji santralleri için de megavat olarak 100 bin TL olarak bir sınıflandırma yapılmış. Tabii arsa rayicine ve yapının metrekaresine bağlı olarak bu rakam bir konut için söylersek, 2 bin 500 TL'den başlar ve 10 bin TL'ye kadar çıkabilir. Ayrıca yapı kayıt belgesi aldıktan sonra bu daha sonraki safhada kat irtifakına dönüştürülürse de bu rakam ikiye katlanır. Yani, vatandaş yapı kayıt belgesi için ödediği miktarın bir o kadarını da kat irtifakı için tapu müdürlüklerine ödeyecektir."
Başvuru sırasında yapılan hatalar için düzeltme butonu kondu!
"Tabii buradaki en önemli konu maliye hazinesi üzerindeki yapıların durumudur" diyen Bilgin, vatandaşların e-devlet üzerinde yaptıkları işlemlerde hatalı bayanda bulunmalarına ilişkin ise şunları söyledi: " Vatandaşlarımızın hatalı işlemleri için düzeltme butonları kondu ve o düzeltme butonları üzerinden vatandaşlarımızın söz konusu hatalarını düzeltmiş olmaları gerekiyor. Çünkü burada vatandaşın beyanı esastır ve vatandaş iş işten geçtikten sonradan kalkıp bir itirazda bulunamaz. Söz konusu işlem öyle çok teferruatlı bir işlem de değildir. Vatandaş eline cihaz olarak bir metre alıp binasının enini boyunu ölçebilir. Arsası ile ilgili de imar durum belgesini ilgili belediyeden alarak arsasının metrekaresini öğrenebilir. Ama buna rağmen vatandaşımız işlemini kendisi gerçekleştiremiyorsa da bunun için İl Müdürlüğümüzde kurulan ilgili ofiste görev yapan personellerimizden her türlü yardımı alabilir ve başvuru işlemlerini gerçekleştirebilirler."
Çok katlı binalarda başvurular nasıl yapılacak?
Çok katlı binalarda bulunan vatandaşların yapı kayıt belgesi ve kat irtifakı alabilmeleri için izlemeleri gerekli olan prosedüre ilişkin ise Bilgin, şöyle konuştu: " Eğer bir kişi söz konusu bu işlemlerden yararlanmak istiyorsa ya o binada bulunan tüm malikler ile anlaşarak ortak bir şekilde karar alarak bundan yararlanabilecekler ya da kişi tüm binaya ait olan bağımsız maliklerin başvuru masraflarını kendisi üstlenecek ve sonrasında ise dönüp onlardan tahsil yoluna gidecek. Ya da o binaya ait yönetim bir karar alacak ve bunu karar defterine işleyecek ve o karar defterinde başvuruyu yapacak olan kişiyi de belirleyecek. Söz konusu bu kişi e-devlet şifresi alacak ve tüm o binanın başvurusunu kendisi yapabilecek. Bunlar yapılmadığında sadece bina içerisinden bir kişinin, bağımsız bir birim sahibinin başvurusu mümkün olmayacak."
Son başvuru tarihi, 31 Ekim 2018
İmar Barışından yararlanmak için son başvuru tarihinin 31 Ekim 2018 olduğunu hatırlatan Bilgin, düzenlemeden yararlanmak isteyen vatandaşlara çağrıda bulunarak, "Yasadan yararlanmak isteyen vatandaşlarımız söz konusu bu takvime sadık kalarak biran önce başvuruda bulunmalıdırlar. Söz konusu bu yasa çok önemli bir yasa ve vatandaşa da çok büyük avantajlar sağlıyor. Vatandaşla devlet helalleşecek. Ayrıca söz konusu bu çalışma ile ülkemizdeki taşınmaz değerlerle ilgili bir veri havuzu da oluşmuş olacak. Son olarak önemli olan bir noktanın da altını çizmek istiyorum; arsaların üzerindeki yapıların 31 /12 /2017 tarihi ve öncesinde yapılmış olması gerekiyor. Bu tarihten sonra yapılmış yapılar söz konusu bu düzenlemeden yararlanamayacakları gibi bu kişiler hakkında ayrıca yasal işlem yapılacaktır."